2016’yı geride bırakıyoruz. Peki kurumsal öğrenme ekosisteminde 2017’de bizleri neler bekliyor. Bu yazıda Jordan Bradley’in TalentLMS blogunda yazdığı yazıya[i] göz atacak ve 2017’nin kimi trendlerini göz atacağız.
Bradley yazısında, hem kimi verileri ve hem de kişisel deneyimlerini dikkate alarak 2017 için 6 trendi ele alıyor. Yazara göre bunların bir bölümü radikal fikirler ve daha eski trendler olmasına rağmen kurumsal öğrenme dünyasında halen yaygın bir şekilde kabul görmedi.
Bradley’in ortaya koyduğu 2017 için öngördüğü trendlere sırasıyla bakalım.
1. Uyarlanabilir programlar ve sunumda farklılaşmalar
Bradley e-öğrenmenin harika bir konsept olduğunu, etkinliğinin ve kullanımının giderek yaygınlaştığını kaydederken, diğer taraftan e-öğrenmenin ilk ortaya çıktığı dönemdeki static haliyle bugün izleyiciler için bir geçerliliği olmadığını dile getiriyor. Yazara göre ihtiyaç olan şey, e-öğrenmenin gerçek kapasitesini ortaya koymak için harekete geçmek.
Uyarlanabilir e-öğrenme programları özel kullanıcı ihtiyaçlarına yanıt üretebildiği için önem taşıyor. E-öğrenmenin sunumu için farklı yollar sunabilmek de eğitimleri her bir birey için elverişli hale getirmek için önem taşıyor. Uyarlanabilir programlar için tek bariyerin maliyet olduğunu ifade eden Bradley, bunun zamanla değişeceğini, uyarlanabilir öğrenmenin verimliliği ve etkinliği artırma, daha etkili öğrenme çıktıları için katkılarıyla daha çekici bir yatırım haline geleceğini kaydediyor.
2. İşbirliği içinde ve sosyal öğrenme
Bradley, yeterli teknolojiler elimizde olmasına rağmen işbirliği pratiklerinin ve sosyal deneyimlerin kurumsal e-öğrenme tarafında halen kabul edilemediğini ifade ediyor. Yazara göre e-öğrenme kurumsal öğrenme dünyasında popüler ve aktif bir sosyal ağ olma potansiyeline sahipken, genelde ihmal edilen bir İntranet sistemi gibi kullanılmaya devam ediyor.
Bradley, grup çalışmaları, performans liderlik tabloları, forumlar gibi e-öğrenmenin sosyal ve işbirliğini teşvik eden boyutlarının yeni olmamasına rağmen, 2017’nin nihayet bu bileşenlerin gerçekten sahaya çıkacağı bir yıl olduğunu kaydediyor.
3. İçerik üreticilerinin farklılaşması
Bradley’in verilerden ziyade kendi gözlemlerine dayanarak 2017’ye ilişkin ortaya koyduğu bir başka yönelim ise yazar çeşitliliğinin artacak olması. Bradley’e göre e-öğrenme çok uluslu şirketlerin yaygın eğitim faaliyetlerinin aracı haline gelirken sektörün buna yanıt üretmesi gerekiyor. Yazar kültürel olarak çeşitlendirilmiş üreticilerin ortaya çıkmasının, global ölçekte kapsamlı bir e-öğrenme platformu sağlamanın da yolu olacağını kaydediyor ve bunun 2017’de daha fazla ortaya çıkacağına dikkat çekiyor.
4. Bütün cihazlardan ulaşılabilirlik
Bradley’e göre yine yeni olmayan ancak geçtiğimiz yıllarda tam olarak hayata geçirilemeyen bir başlık da, tüm mobil cihazlarda pürüzsüz geçişle e-öğrenme deneyimleri yaşayabilmek. Yazar buradaki temel problemin, halen birçok kurumdaki, çalışanların sadece masaüstü bilgisayarlardan e-öğrenme istekleri olabileceğini düşünmeleri yönündeki eğilimin olduğunu kaydediyor. Bradley gerçeğin tamamen farklı olduğunu söylüyor. Yazar çalışanlar evden ya da ofisten çalışılsın, e-öğrenmenin artık bütün cihazlardan erişilebilir olmasının önemine dikkat çekiyor.
5. Oyunlaştırma
Bradley 2015’den önce dünyanın en büyük 1000 şirketinin yaygın şekilde oyunlaştırmanın çeşitli formlarından yararlanacağı yönünde bir öngörü olmasına rağmen, halen konunun yeterince gerçek bir ilgiye dönüşmediğini ifade ediyor. Yazar bu noktada WallMart’ın güvenlik ve verimliliği geliştirmek için başlattığı 75.000 katılımcının içinde olduğu oyunlaştırma projesini örnek veriyor. Bradley bu proje kapsamında 6 ay içinde işyeri kazalarında sektör ortalamasının altına inen bir düşme ve kayıp zamanda % 50’lik bir azalma ortaya çıktığını vurguluyor ve oyunlaştırmanın öneminin altını çiziyor.
Yazar ayrıca Gartner tarafından yayımlanan 2017 öngörüleri raporuna ve raporda oyunlaştırmaya ilişkin beklentilere yer verirken, bugün Y kuşağı işgücü içerisinde en geniş alana sahipken, onların bağlılığını sağlamanın oyunlaştırmadan daha iyi bir yolu olup olmadığını soruyor.
6. Yöneticilerin desteğinin artışı
Bradley 2017’nin trenleri kapsamında ele aldığı son başlıkta ise kurumsal e-öğrenmeye ilişkin bir tutum değişikliğinden ziyade, kurumlarda bu süreçlerin uygulanmasıyla ilişkili yönetici ve kıdemlilerin tutumlarına dikkat çekiyor. Yazara göre katılım eksikliği ve istenilen öğrenme çıktılarına ulaşılamaması çoğu durumda e-öğrenmenin bir eğitim yöntemi olarak kullanılıp kullanılmasından ziyade insanların tutumlarına bağlı oluyor.
Bradley bu sorunun çözümünde en tepeden başlayan güven, coşku ve açık bir kararlılığın temel olduğunu söylüyor. Yazara göre e-öğrenme giderek yoğunlaşırken, önümüzdeki yıl buna yönelik tutumların aşamalı bir değişimi da önem taşıyor.
Bradley yazısını, çoğu kez kurumsal e-öğrenme manzarasını değiştirecek güç olarak öne çıkan teknolojilere odaklanılsa da, bu denklemde en güçlü bileşenin teknolojinin kendisinden ziyade öğrenenler ve kullanıcıların tutumları olduğuna dikkat çekerek sonuçlandırıyor.
[i] Bradley, J. (2016). Corporate eLearning in 2017: 6 key trends to be aware of. https://www.talentlms.com/blog/corporate-elearning-trends-2017/ adresinden 11 Aralık 2016 tarihinde erişilmiştir.