TEGEP Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği tarafından yayımlanan TEGEP Gündem dergisinin Temmuz 2017 sayısında* UzakYakın Öğrenme ve Gelişim Direktörü tarafından kaleme alınan yazıyı blogumuzda sizlerle paylaşıyoruz.
İnformal öğrenme kavramı, dijital öğrenmenin yaygınlaşmasıyla giderek daha önemli hale geliyor. Dijital öğrenmenin informal tarafı da, çalışanların öğrenme deneyimlerinin önemli bir bölümünü kapsamaya başlamış durumda. Dijital informal öğrenme, bugün öğrenme ve gelişim alanında çalışan profesyonellerin tasarımdan değerlendirmeye tüm yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmeleri gereksinimini ortaya çıkaran bir etkiye sahip olma potansiyelini taşıyor. Bu yazıda formal, non-formal ve informal öğrenme kavramlarına biraz daha yakından baktıktan sonra, henüz alan yazında sık kullanılmayan dijital informal öğrenme kavramını kurumsal öğrenme dünyasındaki kimi somut karşılıklarıyla birlikte özetlemeyi amaçlıyorum.
Sözlük- formal, non-formal,informal
Dijital olmayan tarafta öğrenme genel olarak üç kategoride ele alınıyor. Örgün (formal), yaygın (non-formal) ve informal öğrenme. Öz-yönelimli (self-directed) öğrenme kimi zaman kendi başına kimi zaman da informal öğrenmenin bir alt başlığı olarak ele alınıyor.
Formal öğrenme genel olarak, belirli bir program çerçevesinde, öğrenenlerin ve öğretenlerin amaçlı olarak orada bulunduğu tanımlı mekanlarda gerçekleşen ve genelde zorunlulukla birlikte anılan öğrenme deneyimleridir. Örneğin okul-öncesinden üniversite eğitimine kadar, belirli kurumlar içerisinde gerçekleşen eğitimlerdeki öğrenme deneyimleri formal kapsamında ele alınırlar.
Non-formal öğrenme belirli bir organizasyonu içeren ve öğrenenlerin-öğretenlerin amaçlı olarak orada bulunduğu, formal öğrenme ortamlarının dışında, ancak yine bir mekan içerisinde gerçekleşen ve genelde bir belge ile sonuçlanan genel ya da mesleki öğrenme deneyimlerini içerir. Ülkemizdeki halk eğitim merkezlerinin, çeşitli belediyelerin STK’ların düzenlediği programlı etkinlikler non-formal öğrenme deneyimlerinin ortaya çıktığın yerlerdir.
İnformal öğrenme ise kapsamı çok daha geniş bir kavramdır. Planlı ya da plansız gerçekleşebilir. Yapılandırılmışlık içermez. Çoğu zaman bir ölçme aracıyla değerlendirilmez, diploma ya da sertifika gibi bir belgeyle sonuçlanmaz. Yüzyüze dünyada informal öğrenme, bir bebeğin sıcak bir demliğe dokunduğunda gerçekleşen öğrenme deneyiminden, yetişkinlerin işyerinde çalışma arkadaşına sorduğu soruyla öğrenmesine kadar oldukça geniş bir çerçevede ele alınabilir.
Kısa Tarihçe
İnformal öğrenme kavramının ortaya çıkışı ve yaygınlaşması, yetişkin eğitimi alanında uzun yıllardır yapılan çalışmalara dayanıyor. Yetişkin eğitimi alanının ünlü ve öncü isimlerinden Malcolm Knowles, 1950’de Informal Adult Education (İnformal Yetişkin Eğitimi) kitabını yazıyor ve kitap kavramın kullanımında tarihi bir dönemeç oluyor. 1970’de The Modern Practice of Adult Education (Yetişkin Eğitiminin Modern Uygulaması) ve 1973’de The Adult Learner (Yetişkin Öğrenenler) kitabını yazan Knowles, informal öğrenme, andragoji, self-directed learning (öz-yönelimli öğrenme) gibi kavramların uluslararası düzeyde yaygınlaşmasına büyük katkı sağlıyor.[1] Bu kavramlar, yetişkin öğrenmesinin esas olarak yüz yüze öğrenme deneyimlerine dayandığı ve henüz dijital öğrenme diye bir kavramdan bahsetmediğimiz bir dönemde ortaya çıkıyor. Dijital öğrenme giderek yaygınlaşırken onun informal olan tarafını vurgulayan dijital informal öğrenme kavramı, kurumsal öğrenme dünyasında daha fazla tartışılmayı hak ediyor.
Dijital öğrenme dünyasına yansımalar
Peki dijital öğrenme deneyimlerinin kurumsal dünyadaki karşılıklarını bu kavramların karakteristik özellikleriyle birlikte düşündüğümüzde hangi tip öğrenme deneyimlerini hangi kategori altında ele alabiliriz?
Kurumsal dünyada dijital öğrenmenin formal yönü, Öğrenme Yönetim Sistemleri (ÖYS) üzerinden verilen eğitimler çerçevesinde düşünülebilir. ÖYS’ler üzerinden verilen kurumsal eğitimler genelde yapılandırılmış bir programı içerir ve zorunludur. Ön-test, son-test, quiz gibi çeşitli ölçme-değerlendirme araçlarıyla katılımcının aldığı puanlar eğitimi tamamlamak için gereklidir. Mekansal olarak da ilgili kurumun çevrimiçi akademisinde ya da kurduğu sistemin içerisinde tanımlıdır. Çalışan bu sınırların dışına çıkmadan eğitimini tamamlar ve tamamladığı eğitimin kaydı tutulur.
Peki kurumsal dünyada dijital öğrenmenin non-formal tarafında ne görürüz? Örneklerle gidelim. Bir çalışanın Udemy, Khan Academy, Lynda ya da benzeri Kitlesel Açık Çevrimiçi Kurs (MOOC) platformlarında kimi zaman ücretsiz kimi zaman da belli ücretler ödeyerek tamamladığı eğitim programlarını düşünün. Bunlar, ÖYS’lerin dışında farklı platformlarda gerçekleşen, ancak yine belli öğrenme hedefleri doğrultusunda yapılandırılmış, öğrenenin de öğretenin de amaçlı olarak o dijital ortamda bulunduğu, testlerle katılımcıların bilgilerinin ölçüldüğü, genelde bir sertifikayla sonuçlanan, ancak zorunlu olmayan öğrenme deneyimleridir.
Dijital öğrenmenin altında kurumsal öğrenmenin informal tarafına baktığımızda ise sınırları olmayan bir dünyayla karşılaşıyoruz.
Kendinizi, çalışma arkadaşlarınızı düşünün. Diyelim şu anda önemli gündemlerden biri olan artırılmış gerçekliği sizde eğitim süreçlerinizde kullanmak istiyorsunuz. İlk önce yaptıklarınızdan biri arama motorlarında uluslararası ve ulusal olarak bu başlıkta neler yapılmış, ilgili örnekler aramak değil mi? Ya da bir çalışan Excel’de bir analiz yaparken bir fonksiyonun nasıl yapıldığını unuttuğunda youtube’u açıp acaba ilgili fonksiyonu anlatan bir video var mı diye bakmıyor mu? Ya da bir yazılımcı çalışma arkadaşınız yazdığı kodun neden çalışmadığını aklına gelen her türlü olasılığı düşünmesine rağmen bulamazken, ilk yaptığı şeylerden biri aktif bir forumda sorununu dile getirip, gelecek cevabı beklemek olmuyor mu?
Yukarıdaki örnekler, amaçlı olarak bir bilgiye ulaşmak yoluyla edinilen informal öğrenme deneyimleri.
Diğer taraftan, örneğin kendinizi LinkedIn’e göz atarken paylaşılan bir infografik görselden yeni bir şeyler öğrenirken bulmuyor musunuz? Twitter’da takip ettiğiniz, örneğin Elon Musk’ın paylaştığı bir blog içeriği, o anda hiç öyle bir amacınız olmamasına rağmen, sizi işinizle ilgili yepyeni bir öğrenme deneyimine sürüklemiyor mu? Üye olduğunuz bir Facebook grubunda yapılan tartışmaları izlerken, ne kadar çok şey öğrendiğinizi çokça düşünmediniz mi? İşte bunlar da belirli bir öğrenme amacı taşımadan dijital dünyada dolaşırken, bizi içine alan, kendiliğinden ortaya çıkan informal öğrenme deneyimleri.
Dijital informel öğrenmenin dünyası sınırsız ancak…
Bu örneklerde görüldüğü gibi dijital informal öğrenmeyi sınırlarla tanımlamak mümkün değil. Ancak bütün bu dijital informal öğrenme deneyimleri, öğrenme ve gelişim birimleri tarafından ölçülüp değerlendirilemediği için iş süreçlerine yansıması ele alınamıyor, çoğu zaman da görülmez oluyor. Ancak işyerinde ya da dışarıda, iş yaşamına ilişkin öğrenme deneyimlerinin kaynağı giderek artan bir şekilde dijital informal öğrenme deneyimleri oluyor. Böyle olduğu için de bunların izlenebilmesi, değerlendirilebilmesi ve belgelenebilmesi için de dijital öğrenme alanında x-Api gibi yeni uluslararası standartlar oluşuyor.[2]
Dijital informal öğrenme başlığı bizi öğrenmeyi dar tanımların dışında çok daha kapsamlı düşünmeye zorluyor. Bugün artık eğitim tasarımından öğrenme analitiğine kadar bütün yaklaşımlarımızı, bu kavramı ve karşılıklarını dikkate alarak gözden geçirmemiz ve yenilememiz gerekiyor. Bu değişime hazır mıyız?
[1] Malcolm Knowles, informal adult education, self-direction and andragogy. http://infed.org/mobi/malcolm-knowles-informal-adult-education-self-direction-and-andragogy/ adresinden 27.04.2017 tarihinde erişilmiştir.
[2] TEGEP Gündem’in Şubat 2017 sayısında, dijital öğrenme dünyasında gelişen yeni uluslararası standartlara ilişkin bir değerlendirmeyi paylaşmıştım.
* Derginin tüm içeriğine bu adresten ulaşılabilir.